9 Aralık 2010 Perşembe

KEMİK ERİMESİNE KARŞI SOYA TÜKETİN

Ortalama insan ömrü uzadıkça eski zamanlarda daha az dikkati çeken bazı hastalıklar daha sık gündeme geliyor. Günümüzde giderek yaşlanan toplum için, kemik erimesi olarak adlandırılan “osteoporoz” gibi hastalıklar insan yaşam kalitesini azaltan önemli bir sağlık sorunu olarak gösteriliyor.

Kemik erimesi (osteoporoz), kemik mineral yoğunluğunun azalması ve dolayısıyla kemik kalitesinin düşmesi neticesi kemiklerde kırılma riskinin artmasıyla karakterize olan ve en sık gözlenen kemik hastalığı. Özellikle menopoz döneminde kadınlarda östrojen (kadınlık hormonu) hormonunun yetersizliğine bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Menopoz döneminde kadınlarda kemik kaybının ve dolayısıyla kalça ve omurilik kırıklarının önlenmesi amacıyla vücuda dışarıdan hormon desteği sağlanmak üzere hormon ilaçları verilmektedir (Hormon Replasman Tedavisi, HRT). Ancak bu uygulamalarda karşılaşılan rahim kanamaları ve meme kanseri gelişimi riski gibi bazı önemli yan etkiler nedeniyle daha güvenilir ve etkili diğer tedavi seçenekleri araştırılmaktadır. Bu amaçla bir zamanlar yaygın bir şekilde uygulanan kalsiyum ve D vitamini tedavileri beklentileri karşılayamamıştır.

KLİNİK ÇALIŞMALAR MEVCUT

Yapılan kapsamlı çalışmalarda süt ürünleri gibi kalsiyum bakımından zengin diyetle beslenen batı toplumlarında kemik erimesi sorunlarının menopoz dönemi kadınlarda önemli bir sorun olarak ortaya çıkmasına karşın, besinleri düşük kalsiyum içeriğine sahip olan Uzakdoğulu kadınların kemik erimesi gibi sorunlardan daha az etkilendiği gözlenmiş. Bu bulgudan hareketle Uzakdoğu toplumlarında sık kullanılan soya ürünleri içerisindeki izoflavonların (genistein, daidzein) östrojen hormonu gibi hareket ettiği ortaya konulmuş. Deneysel çalışmalar izoflavonun deney hayvanlarında kemik kaybını ve rahim ağırlığını azalttığı belirlenmiş. Yapılan klinik deneylerde de osteoporoz hastalarında izoflavonların verilmesiyle kemik mineral yoğunluğunda belirgin artış tespit edilmiş. Dolayısıyla günümüzde kemik erimesini önlemek için diğer tedavi seçenekleri arasında soya ürünleri ön plana çıkıyor. Bu tedavi aslında vücudu aldatmaya yönelik bir uygulama.

MİKROORGANİZMALARIN ÖNEMİ

Menopoz döneminde kemik erimesi sorunu vücutta östrojen hormonu bulunmamasından kaynaklandığına göre vücuda östrojen gibi davranan izoflavonlar verilerek vücutta östrojen hormonunun bağlanması gereken yerlere bağlanması sağlanmaktadır. Vücutta hormonun bağlanacağı yerler dolu olduğu için vücut bu eksikliğin farkına varamamakta ve alarm durumunu kaldırarak normale dönmektedir. İzoflavonlara östrojen benzeri etkiye sahip denmesinin nedeni, vücutta bu hormonun yerini almasına karşılık doğurganlığı sağlayamıyor olmasıdır.

İzoflavonlar ile ilgili klinik çalışmalarda dikkati çeken önemli bir durum, izoflavonların bazı hastalarda çok etkili olmasına karşılık diğerlerinde etkili olamamasıdır. Burada şüphesiz ilk olarak, kullanılan izoflavon ürününün kalitesi sorgulanabilir. Ancak ortaya konulan bir gerçek çok ilginç. İzoflavonlar ağızdan verildiğinde ancak az bir kısmı vücutta doğrudan emilebilmekte ve kalın bağırsağa kadar gelmektedir. Burada bağırsak mikrobiyotası içerisinde bulunan bazı mikroorganizmalar (streptococcus intermedius, ruminococcus sp.) izoflavonları ekuol olarak adlandırılan bir yapıya dönüştürmektedir. Yapılan çalışmalarda ekuolün izoflavonlara göre 100 defa daha etkin olduğu gösterilmiştir. İnsanların bağırsaklarında bulunan mikroorganizmalar kişiden kişiye (beslenme şekli, ilaç kullanımı gibi) değişim göstermektedir. Dolayısıyla bağırsağında bu dönüşümü sağlayacak mikroorganizmalar bulunmaması durumunda hasta izoflavon kullanımından beklenen yararı sağlayamamaktadır.

0 yorum:

Yorum Gönder