11 Aralık 2010 Cumartesi

SERVİKS AMELİYATINDA YENİ YÖNTEMLER

Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan rahim (endometrium) ve yine kadınlarda görülen kanserlerin yüzde 5`ini oluşturan rahim ağzı kanserleri (serviks) standart olarak açık cerrahi yöntemlerle tedavi ediliyor.

Karın üzerinde büyük bir kesi yapılarak uygulanan bu operasyonlarla hastalığın durumuna göre rahim, rahim çevresi dokular, yumurtalıklar ve büyük kan damarlarının çevresindeki lenf nodüllerinin ayıklanması gerekiyor.

Acıbadem Fulya Hastanesi’nden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Gürkan Arıkan, dünyada az sayıda merkezde bu tür cerrahi girişimlerin uygun olduğu birinci ve ikinci evre rahim veya küçük rahim ağzı kanseri olanların laparoskopik cerrahi yöntemiyle tedavi edilebildiğini belirtiyor. Laparoskopiyle karnı boydan boya kesmeden; dört veya beş  delikten, 5-10 mm çapında küçük deliklerden aletlerle girilerek operasyon gerçekleştiriliyor. Prof. Arıkan, bu hastalarda karına büyük bir kesi uygulanmadığı için hastaların iyilesmesinin çok hızlı olduğunun ve yaşam kalitesinin çok yükseldiğinin bilimsel çalışmalar ile ispatlandığını belirtiyor.

Laparoskopik operasyonlar hakkında merak edilen soruları yanıtlayan Arıkan şu bilgileri veriyor:

Laparoskopik cerrahinin açık cerrahiden daha avantajlı olduğunu gösteren bilimsel çalışmalar var mı?

2010 yılında yayınlanan son araştırmalar rahim kanseri hastalarının açık cerrahi ile değil, laparoskopi ile tedavi edilmeleri halinde belli başlı sağlık avantajları sağladığını gösteriyor:

- Hastalar iki günde taburcu oluyor.
- Vücut formları bozulmuyor.
- Açık ameliyat edilenlerden daha az ağrı çekiyorlar.
- Daha iyi fizik kondüsyona sahip oluyorlar.
- Yaşam kaliteleri yükseliyor.
- Normal aktivite ve iş hayatına daha erken dönüyorlar.
- Hasta günler veya haftalar içinde meslek ve sosyal hayatına dönebiliyor. İş kayıpları daha az oluyor.
- Açık ameliyatlarda ise hastalar, haftalarca evde dinlenmek zorunda kaldıklarından iş kayıpları artıyor ve rutin sosyal hayatlarına dönemiyorlar.

Kanser ameliyatlarında iç organlara  zarar geliyor mu?

Geliştirdiğimiz “Retroperitoneal Çadır Tekniği” ile büyük damarların çevresindeki lenf nodüllerinin alınması için karın arka yüzündeki zar (Periton) özel bir kesi ile sıyrılıyor. Bütünlüğü korunarak laparoskopik aletler bunun arkasına ulaştırılıyor. Bu zar özel aletlerle çadır biçiminde kaldırılarak barsak gibi organlar ameliyat bölgesinden uzak tutuluyor. Robot cerrahisindeki gibi eklemli (ucu kıvrılabilir) aletlerle çok dar bir alandan lenf nodülleri alınabiliyor. Bu yöntem karın içi basıncın hastayı rahatsız etmeyecek düzeylere indirilebilmesine de olanak veriyor. Laparoskopi ehil ellerde rahim ağzı kanserlerinde rahim çevresi dokunun kemik yapıya kadar ayıklanabilmesi ve alınabilmesine de olanak veriyor.

Laparoskopik cerrahi ve açık cerrahi aynı sonucu veriyor mu?

Laparoskopik onkolojik cerrahi operasyonların kalitesi ile açık cerrahinin kalitesi aynı olmak zorundadır. Bu kriteri sağlamak için üstü düzey teknik olanaklara ve düzenli olarak kriz eğitimi yapan uyumlu bir ameliyat takımına ihtiyaç vardır. Bu şartlar altında bile laparoskopik radikal cerrahi açık cerrahiye oranla yüzde 30 oranında daha uzun sürebilmektedir. Ancak laparoskopik cerrahi ile iyileşme, yara izi, enfeksiyona yol açmaması gibi çok sayıda avantajı düşünüldüğünde, uygun seçilmiş hastalarda çok başarılı sonuçlar elde edilebildiği bilimsel araştırmalarla da ispatlanmış durumdadır.

0 yorum:

Yorum Gönder