Dermatoloji Uzmanı Dr. Meltem Özer, derideki ben veya renkli lekedeki değişikliğinmalign melanom yani “kanserleşmiş ben”in erken belirtisi olabileceğini söyleyerek, “Ozon tabaksında meydana gelen incelme nedeniyle dünyaya daha fazla miktarda UV ışınının ulaşması, insanların güneş ve solaryum gibi UV kaynaklarına daha çok maruz kalması nedeniyle melanom sıklığı giderek artmaktadır” dedi.
Dermatoloji Uzmanı Dr. Meltem Özer, yaptığı açıklamada, pek çok kişinin vücudunda benler bulunduğunu söyleyerek, “Genç bir erişkinde ortalama 25 ben vardır ve çoğu yaşam boyu oluşur. Hemen bütün benler normaldir ve öyle kalır. Ancak derideki ben veya renkli lekedeki değişiklik malign melanom (kanserleşmiş ben)’un erken belirtisi olabilir” dedi. Malign melanom’un, deriye rengini veren maddeyi üreten hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalması sonucunda oluşan bir kanser türü olduğunu ifade eden Dr. Özer, “Malign melanom vakalarının yüzde 30’u bir ben üzerinde gelişirken, yüzde 70’i normal cilt zemininde oluşur. Görülme sıklığı tüm dünyada giderek artmaktadır ve cilt kanserine bağlı ölümlerin yüzde 77’sinin sebebidir” diye konuştu.
ÖLÜMLERİ AZALTMAK İÇİN ERKEN TANI ŞART
Buna bağlı ölümleri azaltmanın en önemli yolunun erken tanı olduğuna işaret eden Dr. Özer, “Malign melanomdan korunmak için kişilerin risk faktörlerini bilerek bunlardan kaçınmaları, periyodik kişisel cilt muayenelerini yapmaları ve şüpheli durumlarda dermatologa başvurmaları gereklidir” dedi.
Risk Faktörlerini de sıralayan Dr. Özer, şunları söyledi:
“Açık tenli ve açık renk gözlü olmak (mavi-yeşil göz, sarı-kızıl saç ve kolay güneş yanığı gelişebilen deri tipi), Uzun süre ya da aralıklı olarak yoğun güneş ışığına maruziyet: 14 yaşından önce ağrılı ve içi su dolu kabarcıklı ağır güneş yanığı hikayesi, iç ortamlarda çalışıp dışarıda yapılan hobileri olan ve güneşten korunmayanlar, ailede melanom hikayesi, anormal görünümlü ben varlığı, çok sayıda normal görünümde ben varlığı, büyük doğumsal benler ile bağışıklık sistemi bozukluğu risk faktörleri arasında sayılabilir.”
GÜNEŞ ESKİSİ GİBİ DOST DEĞİL
Melanom için en önemli risk faktörünün aşırı güneş ışığı yani ultraviyole ışınına maruz kalmak olduğunu kaydeden Dr. Özer, “Hayat boyu alınan UV dozunun yüzde 80’i yaşamın ilk 18 yılı içinde alınır. Bu nedenle bebek, çocuk ve gençlerin güneşten korunması melanom açısından hayati önem taşımaktadır” dedi. Dr. Özer, güneşin artık eskisi gibi dost olmadığını da belirterek, “Ozon tabaksında meydana gelen incelme nedeniyle dünyaya daha fazla miktarda UV ışınının ulaşması, insanların güneş ve solaryum gibi UV kaynaklarına daha çok maruz kalması nedeniyle melanom sıklığı giderek artmaktadır” diye konuştu. Tüm bireylerin ve özellkle risk faktörlerini taşıyanların UV ışınlarından korunma konusunda dikkatli olmaları gerektiğini kaydeden Dr. Özer, şunları söyledi:
“Bunun için 10:00-16:00 saatleri arasında güneş temasından kaçınma, koruyucu giysi, şapka ve gözlük kullanımı ile güneşten koruyucu ürün kullanımı özellikle dikkat edilmesi gereken hususlardır. Güneşten koruyucu kremlerin günlük yaşamda da özellikle yüz gibi sürekli güneşe maruz kalan bölgelerde kullanımı, güneşe çıkmadan 30 dakika önce uygulanması önerilir. Güneşten koruyucu ürün seçerken en az 15 güneşten koruma faktörü (SPF) içermesine, kokusuz ve renksiz olmasına, deri tipine uygun olmasına, UVA ve UVB’ye karşı koruyucu olmasına, alerjik reaksiyon oluşturmamasına, suya ve tere dayanıklı olmasına dikkat edilmelidir.”
EN ÖNEMLİ GÖREV KİŞİNİN KENDİSİNE DÜŞÜYOR
Malign melanom erken tanısında en önemli görevin kişinin kendisine düştüğünü belirten Dr. Özer, “Herkesin ayda bir kere tam bir cilt muayenesi yapması önerilir. Kişisel cilt muayenesi iyi aydınlatılmış bir odada bir boy ve el aynası kullanarak yapılmalıdır. Öncelikle daha önce var olan leke ve benlerin kontrol edilmeli, saçlı deri, el ve ayak parmak araları, ayak tabanı ve avuç içi, tırnaklar, koltuk altı ve meme altları ve genital bölge unutulmadan tüm deri dikkatle incelenmelidir” dedi.
Dr. Özer, erken evre melanomu iyi huylu benlerden ayırmak için ABCD kuralının uygulandığını da söyleyerek, şöyle devam etti:
“ABCD kuralındaki her harf bakılması gereken bir parametreye karşılık gelir. A, Asimetri demektir. Yani melanomlar ortadan ikiye bölündüğünde bir yarısı diğerine benzemez, yani asimetriktir. B, Border yani sınır demektir. Bunda da melanomlarda sınır düzensizliği izlenir. C, Color yani renk anlamına gelir. Bu ise melanomda açık kahverengiden siyaha, kırmızıya değişen renk farklılıkları izlenmesi anlamına gelir. D ise Diameter yani çaptır. melanomlar genelde 6 milimetreden büyüktür ve çapı giderek büyür. Varolan bende ani başlayan büyüme, rengin çevre dokulara yayılması, düz bir benin kabarması, beni çevreleyen deride kızarma, şişlik, bende oluşan kabuklanma, yara, kanama, bende kaşıntı ve ağrı göz ardı edilmemesi gereken diğer belirti ve bulgulardır. Kişisel muayenede şüpheli bir bulgu saptanması durumunda acilen bir dermatologa başvurulmalıdır."
0 yorum:
Yorum Gönder