19 Aralık 2010 Pazar

ATOPİK DERMATİT'DE ASTIM RİSKİ

Çocuk egzamasında astım riski


Halk arasında çocuk egzaması olarak bilinen “atopik dermatit” deri hastalığı, iyi tedavi edilmediğinde astıma neden olabiliyor.

Uzmanlar, çevresel faktörlerin de etkisiyle son yıllarda artış gösteren atopik dermatitli çocuklarda, özellikle inek sütü, buğday, yumurta ve soyaya karşı yüzde 75-90 oranında reaksiyon gelişebildiği; büyük çocuklarda da yer fıstığı, fındık, ceviz, balık ve kabuklu deniz hayvanlarına karşı duyarlılık görülebildiği uyarısında bulundu.
Sağlık Bakanlığı Dr. Sami Ulus Kadın Doğum Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi Çocuk Alerji Klinik Şefi Doç. Dr. İlknur Bostancı, atopik dermatitin çocukluk çağının en sık görülen kronik, kaşıntılı alerjik deri hastalığı olduğunu söyledi.

Atopik dermatitin, hayatın ilerleyen evrelerinde gelişecek diğer alerjik hastalıkların ilk belirtisi olabileceğine dikkati çeken Bostancı, “Çocuklukta görülen atopik dermatit bulguları deri ile sınırlı kalmayıp, astım ve alerjik rinit (bahar alerjisi) diğer alerjik hastalıklar için yatkınlık yaratmaktadır. Deri bulguları geçse dahi hastalık iyi tedavi edilmediğinde çocukta ilerleyen dönemde diğer alerjik hastalıkların görülme riski yüksektir. Hastaların yüzde 50'den fazlasında astım, yaklaşık yüzde 75'inde alerjik rinit gelişebilmektedir” diye konuştu.

5 yaş öncesine dikkat

Bostancı, atopik dermatitin görülme sıklığının son 30 yılda sanayileşmiş ülkelerde yaklaşık üç kat arttığını belirterek, bu rahatsızlık için en yüksek riskin anne başta olmak üzere ailede alerjik hastalık öyküsünün bulunması olduğunu vurguladı. Bostancı, genetik karakterli olan hastalığın gelişmesinde çevresel faktörlerin de etkili olduğunu vurguladı.

Atopik dermatitin, çocukluk döneminde yüzde 10-20, erişkin dönemde yüzde 1-3 oranında görüldüğünü, tüm vakaların yüzde 85'inde hastalığın 5 yaşından önce başladığını belirten Bostancı, atopik dermatitli çocuklarda besin alerjenlerine ve (ev tozu, polen, küf gibi hava yolu ile alınan alerjenler) aeroallerjenlere karşı da duyarlılığın arttığını bildirdi.

Beyaz tenliler risk altında

Bostancı'nın verdiği bilgiye göre, hastalığın bulguları genellikle 6 ay ila 2 yaş arasında çıkıyor. Özellikle yüzde başlayıp, eklem yerlerinde, kulak arkasında ve gövdede de beliren kaşıntılı, kuru, kırmızı lezyonlar şeklinde görülüyor. Sıklıkla beyaz tenlilerin ciltleri son derece hassas oluyor. Süt çocuğunda yüz, yanaklar, alın, saçlı deri, kol ve bacaklarda ve gövdede döküntüler ve sulu lezyonlar olur. Bez bölgesi genellikle sağlamdır. İki yaştan ergenliğe kadar sürekli kaşınma ile sulanma azalıyor, ancak derinin kalınlaşması ve deri ile mukozalarda lezyon artıyor. Dirsek ve diz boşluğu, el, ayak, bilek ve dirsek sıklıkla tutuluyor.

Erişkinlerde genellikle eklem yerlerinde, yüz, el, kol, bacak ve el sırtında derinin kalınlaşması görülüyor.
Gece uykusunda dahi kaşıntıya yol açan hastalık, çocukta uyku düzenin bozulmasına neden oluyor, huzursuzluk yaratıyor ve çocuğun gelişim sürecini olumsuz etkiliyor.

Besin alerjisine dikkat

Çocuk yaş grubunda yüzde 20-40 oranında besin alerjisi görülürken, reaksiyona neden olan besinler yaşa göre değişebiliyor. Çocuklarda yumurta, inek sütü, buğday ve soya reaksiyonların yüzde 75-90'nı oluştururken, büyük çocuklarda ve yetişkinlerde yer fıstığı, fındık, ceviz, balık ve kabuklu deniz hayvanları neden olabiliyor. Bu nedenle orta veya şiddetli ekzemalı çocukların besin alerjileri yönünden değerlendirilmeleri öneriliyor.

Hastalığa ilişkin tedavi, bulguların görüldüğü deri üzerinde yapılıyor. Tedavide, kısa sürede kuruluğu gidermek, kaşıntıyı önlemek ve lezyonların kaybolmasını sağlamak amaçlanıyor. Bunun için hastalığın ağırlığı ve cildin özelliğine uygun nemlendiriciler, bakım kremleri ve bazen kortizonlu ya da kortizonsuz alerji kremleri uygulanıyor. Hastanın inek sütü veya bir başka gıdaya alerjisi saptanması halinde, söz konusu gıda mutlaka diyetinden çıkarılıyor. Ancak, diyet programının çocuğun gelişiminin etkilenmemesi için alerji uzmanınca yapılması gerekiyor.

Genel önlem olarak hastalara pamuklu, bedeni sıkmayan ve rahat giysileri tercih etmeleri, aşırı sıcak ve nemden kaçınmaları, terlemenin azaltılması tavsiye ediliyor. Banyoda sabun yerine yağsız temizleyiciler kullanılması, elbiseler ve yatak çarşaflarının sabun tozu ile yıkanması, iyi durulanması, yumuşatıcı kullanılmaması öneriliyor.

Doç. Dr. İlknur Bostancı
Çocuk Alerji Klinik Şefi
Dr. Sami Ulus Kadın Doğum Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi


ATOPİK DERMATİT / ATOPİK EKZEMA

SORU:“Atopik” ne demektir?
YANIT:“Atopik“ kelimesi deri ve solunum yollarının (burun ve akciğer gibi) aşırı duyarlı olmasına denir. Bu terim genelde saman nezlesi ve astım gibi alerjik hastalığı olanlarda kullanılır.

SORU:Atopik dermatit’de alerji neye karşıdır? Nelere karşı test yaptırmak gerekir?
YANIT:Atopik dermatitli hastaların %15-45’inde solunumsal veya besin alerjisi yoktur. Ancak eşlik eden saman nezlesi veya astım varlığında deri testleri yapılabilir. Besin alerjisini ise testle saptamak zordur. Eğer belli bir besinin alınımından sonra şikayetler artıyorsa o besin dietten bir süreliğine uzaklaştırılabilir.

SORU:Atopik dermatit sık bir hastalıkmıdır?
YANIT:Atopik dermatitin sıklığı dünyada %9-12 arasında değişmektedir. Sıklığı giderek artan bir hastalıktır.

SORU:Atopik dermatit kaç yaşında başlar, belirtileri nelerdir?
YANIT:Atopik dermatit herhangi bir yaşta başlayabilir ancak bebeklerde ve küçük çocuklarda daha sık gözlenir. Bebeklerde ilk belitiler yüzde ve kolların ve bacakların dış yüzlerinde kaşıntılı kızarıklıklardır. Daha büyüklerde ise kolların ve bacakların iç yüzlerinde olmak üzere başta büklüm yerlerinde, zamanla vücudun herhangi bir yerinde aynı belirtiler oluşur

SORU:Atopik dermatit bulaşıcımıdır?
YANIT:Hayır, bulaşıcı bir hastalık değildir.

SORU:Tedavisi nedir? Nelere dikkat etmek gerekir?
YANIT:Tedavisi için mutlaka bir dermatoloğa gitmek gerekir. Ancak tetikleyici faktörlerden uzak durmak gerekir. Şunlara dikkat etmek gerekir:

-Daima nemlendir: Cilt hiç bir zaman kuru kalmamalıdır. Özellikle kısa süreli, ılık banyo yapılmalı ve banyadan sonra nemlendiriciler sürülmelidir.
-Cildi tahriş edici maddelerden uzak dur: Sabun, deterjan, keselenme, ter, kozmetik, parfüm, yün, çeşitli metaller cildi tahriş edebilir.
-Aşırı terlemeden ve aşırı sıcak ortamlardan kaçın: Bunlar kaşımtıyı daha çok artıracaktır.
-Kaşımamaya çalış: Kaşıma şikayetleri daha çok artıracak, hatta deride mikroplara giriş kapısı oluşturacaktır. Tırnaklarını daima kısa tut.
-Stresten uzak dur: Stres kaşıntıyı, kaşıntı da cilt şikayetlerini arttıracaktır.
-Giysilerine dikkat et: Giysilerin sentetik, yünlü olmayan pamuklulardan seçilmesi şikayetleri rahatlatabilir.
-Alerji: Saptanmış bir alerjen varsa bundan uzak durulmalıdır.
-Daima doktorun tavsiyesi dinlenmeli ve verdiği ilaçlar dikkatlice kullanılmalıdır. Çünkü her cildin ilaçlara verdiği cevap farklıdır, dolayısıyla bir hasta için uygun olan ilaç diğer hasta için uygun olmayabilir.

SORU:Atopik dermatit iyileşirmi?
YANIT:Her ne kadar tekrarlayıcı seyir gösterse de yaşla birlikte hafifleme veya kaybolma ihtimali de vardır.

0 yorum:

Yorum Gönder